Welcome....

Her şey hakkında her şey.....
Yok Yok....
DUYURU : Yoğun bir döneme girdiğim için haftada bir veya iki yazı yazabiliyorum. Biane....

10 Eylül 2012 Pazartesi

Saray, Entrika, Aşk - Yeni Bir Kore Dizisi : Sarayın Rüzgarı ...

SARAYIN RÜZGARI

[Resim: 20232033gv7.jpg]

Uzun bir aradan sonra yeni bir yazıyla karşınızdayım. Cidden baya olmuş yazalı ... Ben de istemezdim ama araya mim ve işlerim girince ancak yazabildim. (İlk mimimi okumadıysanız gelin şuraya bakın.) Her neyse sonuç olarak yepyeni bir dizi ile karşınızdayım. 

Sarayın Rüzgarı hatırladığım kadarıyla Düşlerimin Prensi'nden sonra gösterilmişti ama benim okul saatimle çakışıyordu. Bu yüzden ilk defa gösterdiklerinde izleyememiştim. Neyse ki tekrar verildi. (Yaza doğru galiba.) İzlediğimde güzel bir dizi olduğunu gördüm. Çok tatlı bir konusu ve çok yetenekli oyuncuları vardı. Dizide ilk küçüklüklerini sonrada büyümelerini görüyoruz ki bu tarihi dizilerde en çok sevdiğim şeylerden biri. Sonra bir de kral amcayı gördüm.(Kendisi TRT'den izlediğim Tacir'de de vardı. Hem de kötü bir karakteri oynuyordu ama o başka yazı konusu.) İzlediğim tarihi dizilerin neredeyse hepsinde o var. Çok iyi bir oyuncu. Her rolü çok iyi oynuyor. Ama Kral olarak oynadığı dizilere çok yakışıyor diyebilirim. Bir de konusundan bahsedeyim değil mi?

Konu:
Yi San'ın yani velihat prensin babası dönemin kralı olan Yi San'ın büyükbabası tarafından bir kutuya hapsedilir ve açlıktan ölmeye terk edilir. Neden olarak da Darbe girişimde bulunacağıdır.(Halbuki adamın hiç öyle bir niyeti yok bunu da söyleyeyim.) Yi San babasına yemek getirirken iki küçük çocukla karşılaşır. Bu arkadaşlarını unutmaz ve sonra onlarda saraya gelirler. Song Yeon ve Dae Su Yi San'a saray entrikalarında yardım ederler.  

Oyuncular:

Lee Seo Jin as Yi San / King Jeong Jo

Han Ji Min as Seong Song Yeon
Park Eun Hye as Queen Hyo Eui
Lee Jong Soo as Park Dae Su
Lee Soon Jae as King Yeong Jo
Kyun Mi Ri as Lady Hye Kyeong
Sung Hyun Ah as Hwa Wan Ong Ju

Ah, o günleri hatırladım da ne kadar zevkliydi... Neyse ben diziye geri döneyim.
Her Tarihi Kore dizisi gibi birçok ders içeriyor. Ama arkadaşlığın önemini vurguluyor aslında. Aslında pek anlatılmaya ihtiyacı olmayan çok samimi bir dizi insan kendinden bir şeyler buluyor içinde. Kurgusu bakımından da kendi içine çekiyor seyirciyi. Aslında fazla söyleyecek bir şey de bulamıyorum.



!!!Spoiler Alert!!!

Şimdi biraz da spoilerlı konuşma zamanı. Hiç bir dizi yazımda bundan vazgeçebileceğimi düşünmüyorum...
Doğruyu söylemek gerekirse tam aklımda kalan çarpıcı bir sahne hatırlamıyorum. Sadece bir kaç replik paylaşmak istiyorum.



Song Yeon: ...Sarayda bizim gelmemizi bekleyin... Ne olursa olsun Tekrar geleceğiz. Tekrar buluşana kadar kendinize iyi bakacağınıza bize söz verin.
Yi San:(ağlayarak parmağını uzatarak) Madem öyle bu sözü arkadaş olarak verelim... Yer yerinden oynasa da şimdi size vereceğim sözü sonuna kadar tutacağım. Tekrar buluşana kadar hayatta kalmaya çalışacağım. Siz de gelip benimle olacaksınız.
Dae Soo: Bu kez sözümü tutacağım. Beni ne kadar dövseler, işkence etseler, yine sözümü tutacağım....
Song Yeon: Efendimiz.
 İzleyenler bilir ne kadar üzücü bir sahneydi(İzlemeyenler için de siz niye buradasınız hala???)Bu sahne de ne kadar duygulanmıştım. Yani hani hep arkadaşlarımıza güveniriz ya. İçim sızlamıştı. Ah bir de videosunu bulsam tam olurdu ama bulamadım. (Biane...)



Ah bir de dağın başında(ben öyle hatırlıyorum.) Yi San'ın İlan-ı Aşk yaptığı sahne vardı ya ah ne duygusaldı....
Tama ahtırlamasam da galiba şöyle diyordu : "Burada bir kral olarak değil, bir erkek olarak bulunuyorum ve sana benimle olmadı söylüyorum. Tıpkı bir erkeğin bir kadına dediği gibi."



Biraz felsefe yapalım demişler bir de....
"Dostuna yakın ol, düşmanına daha yakın..."
Bence çok güzel bir söz.



!!!Spoiler Alert!!!



Hazır birkaç resim koymuşken kamera arkası resimlerini de koyayım.



[Resim: photo55962ba4.jpg]  [Resim: photo55969xa6.jpg]

[Resim: photo55973ny1.jpg] [Resim: yisanparti20py2.jpg]

[Resim: 080114a111yyyyyyyyyyssp0.gif]

Ve bunlardan sonra da yazıya son noktayı koyma zamanı geldi. İzlemenizi tavsiye ederim. Beğendiğim diziler arasında... Neyse içime sinmedi sanki az yazdım gibi geliyor neyse... Yorumlarınızı atın lütfen.....
Son bir şey daha söyleyeyim benim de yeni haberim oldu. Rooftop Prince Türkçesi ile Çatı Katı Prensi'nde de kız başrol oyuncumuz oynuyormuş. Diziye daha yeni başladım bitince başka bir yazı da okuyabilirsiniz....


Not: Son yazılarda yorum sayısı azalıyor. Niye bir nedeni söyler misiniz? Hadi herkesin yorumlarını bekliyorum...

Başka bir dizide görüşmek üzere...
Shin Yoon Hee

30 Ağustos 2012 Perşembe

Devam Etmesini İstediğiniz Diziler / Filmler (Mim)

₰ Devam Etmesini İstediğiniz Diziler / Filmler 

 MİM 


Bugün karşınızda farklı bir nedenle karşınızdayım... Bu kez mimlendim. Blog hayatına yeni başladığım için daha önce hiç mimlenmedim. Bu ilk için de Hoi Hoi'ye teşekkür ederim... Tabii bu arada bana kalp krizi geçirtiyordu, bunu söylemeden de geçemem. Yazısını okumak için baktığımda kalp krizi geçiriyordum. (Yazıyı okumak için bir tık...) Şimdi anladınız değil mi? Teşekkürler Hoi Hoi :)

Haydi konuya başlayalım....
Sıralamaya en az istediğimden en çok istediğime doğru...

5. Terminator : Sarah Connor Chronicles 

Çok severek izlediğim bir diziydi. Bitmesine üzülmüştüm. Hani filmlerini s-pek sevmesem de dizisi hoşuma gitmişti. John Connor'ı oynayan çocuk şimdi The Secret Circle'da görünce cidden şaşırmıştım. Güzel anlarımı hatırlatan  bir dizi olarak kaldı bende...


4. Stargate 

Bebekliğimden hatırladığım dizi olunca insan bitince tuhaf hissediyor. Ben kendimi bildim bile bileli izler ve severim. Şimdi oyuncularının ne yaptığını veya hangi dizilerde olduklarını bilmiyorum ama galiba bu benim izlediğim ilk dizi diyebilirim. Ailece ilk çıktığı günden beri izleriz.


3. Düşlerimin Prensi

Bu dizilerin arasında bir Kore dizi olmazsa olmaz. Düşlerimin Prensi'nin hep devam etmesini istiyorum. Ne kadar güzel bir sondu ama kesinlikle devam etmeli. Çok tatlı bir diziydi. (Ayrıca bir çok kişinin de ilk K-Drama'sı olma özelliğini de taşıması onu ayrı bir yere getiriyor.) Keşke devam etseydi..... :)


2. Charmed 

Bu diziyi ilk izlediğimde o kadar çok beğenmiştim ki anlatamam. Hala dizinin bölümlerini hatırlar ve repliklerine gülebilirim. Beni fantastic dizilerim arasında bir numara kesinlikle izleyin derim. Ama artık pek tanıyan kalmadı diziyi... Bir ara dizi çok popülerdi. O zaman herkesin dilindeydi. Konuşuluyordu yani yanlış anlamayın. Dizi 3 kız kardeş ile ilgili. Büyücülük ile ilgili yapıtaşlarını oluşturuyor.(Anlayacağınız Harry Potter'dan falan önce... Onun bile bazı isimleri ondan aldığını göreceksiniz...)


1. Harry Potter

Herkesin tanıdığı daha geçen yaz biten bir film serisi. Pek niye en çok bu seri? Çünkü ben de Harry Potter'la büyüyen gençlik kategorisine giriyorum da ondan.  Hep sevdim ve sevmeye de devam edeceğim. En eski sinema deneyimim de bu filme aitti. :) Bir çok konuda hep hayatımda anılara sahip film Harry Potter. Hep popüler olmaya devam eder umarım ama popüleritesi düşmeye başladı bu da beni üzüyor yani :( Benim gözümde Harry hep resimdeki gibi çocuk kalıyor. O büyülü dünya hep içine çekiyor beni :)


Hoi Hoi'nin yazısında devam edeceği yazıyor. Onu okuyunca ne kadar sevindiğimi anlatamam. Buradan J.K. Rowling'in kızına teşekkür ediyorum. (Chumal Kamisammida) Nomu nomu nomu nomu nomu sevindim.....

Evet bunlar benim devam etmesini istediğim Film ve diziler. Herkesin beğenerek okuduğunu düşünüyorum. Yorumlarınızda bunu yansıtın lütfen.... Haydi herkesden yorum bekliyorum. Başka bir mim veya yazı da tekrar görüşelim :)

Şimdi en zor kısım.... Başkasını mimleme..... (En zor kısım diyorum çünkü pek fazla kişiyi tanıdığım söylenemez.) 
Ben de Harmony Halmeoni'ye paslıyorum.... 

Tekrar görüşelim ...
Shin Yoon Hee

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Kore Bağını Sağlamlaştıran Dizi : Düşlerimin Prensi

DÜŞLERİMİN PRENSİ


Benim için başka bir ilk olan Düşlerimin Prensi ile devam etmek istedim yazılarıma. Bu diziye TRT'de denk gelmiştim. 2008 Pekin Olimpiyatlarını herkes hatırlıyordur herhalde. İşte tam o zamandı. Sarayın Mücevheri yeni bitmişti. TRT Olimpiyatlara kadar kısa süreli bir dizi arayışında Düşlerimin Prensi'ni bulmuştu herhalde. (Öyle değilse de ben öyle yorum yaptım :)) Daha tarihi dizinin bitmesinin üzüntüsünü üzerimden atamamıştım :( Pazartesi olunca her zamanki saatte açtı televizyonu ve karşıma Düşlerimin Prensi çıktı. Aslında işime gelmişti çünkü o kadar da tarihi dizi sever biri değildim.(Tabii, bu şimdi her şey değişti ama bu başka bir yazı konusu. Lütfen konuyu dağıtmayalım...) Başladım izlemeye ki çok da hoşuma gitti. 
Bu kadar konuştuktan sonra "Biraz da dizi hakkında konuşsaydın!" diyenlerinizi duyuyorum. Tamam, tamam istediğinizi yapacağım. 


Konu

Chae Kyung orta sınıftan gelen normal bir lise öğrencisidir. Bir gün aynı liseye gittiği Velihat Prens ile evleneceğini öğrenir. İlk başta buna karşı gelir.(Kim olsa öyle yapmaz mıydı şimdi?) Ama ailesi borç içindedir ve evlenmezse geçimlerini sağlayamazlar. Bu yüzden evlenmeyi kabul eder. Evlendikten sonra sarayda yaşamaya başlar ve orada olan olaylara alışması gerekmektedir. Tüm o taht kavgasına ayak uydurabilir mi acaba?


Oyuncular
Yoon Eun Hye
Joo Ji Hoon
Kim Jeong Hoon
Song Ji Hyo
Im Ye Jin

Kang Nam Gil

Kim Suk Choi 
Sung Joon
Lee Yong Joo
Uhm Sung Mo


Başrolünde Yoon Eun Hye'nin olduğu bu diziyi pek hatırlayamıyorum desem şaşırır mıydınız? Yaa, ne yapabilirim. Bende çok etki bıraktığını söyleyebilirim evet ama üstünden 5 yıla yakın zaman geçti. Bu sürede insan neleri unutuyor. Lütfen sen nasıl Kore Fanısın gibi davranmayın. Elbette tam anlamıyla Kore Fanıyım. Ama o zamanlar daha o kadar değildim ama ne kadar kaldıysa yorumlarımla anlatacağım.


Chae Kyung; her Kore dizisinde gördüğümüz neşeli, arkadaş canlısı, etrafına mutluluk vermeye çalışan bir kızdır. Ailesi ile mutlu aynı zamanda okulda eteğinin altına bir de Eşortman(Lütfen bana nasıl yazıldığını öğretin önerilerde oturtman çıkıyor... Eşorfman mı Eşortman mı?)  giyen ve bu yüzden yetkililerden kaçan hayattan zevk alan bir kızdır. Ailesinin borçları için Velihat Prens'le gönülsüzce evlenir.



Shin; biraz (!) kibirli, ukala ve bencil biridir. Sadece kendi mutsuz olmakla kalmaz etrafındakilerinde mutsuz olmasına neden olan biridir. Chae Kyung ile aralarına hep buzdan duvarlar örerken zamanla Chae Kyung'a aşık olur! Beklenmedik olaylarda hazırdadır ama! (İşte merak ettiğiniz noktada kesiyorum. Hadi bir izleyinde gelin.)



Yul; velihat prensimizin kuzeni. Shin ile Chae Kyung evlendikten sonra ailevi nedenlerle İngiltere'den gelen Yul sarayda yalnızlık çeken Chae Kyung'a arkadaş olur. (Ah sadece arkadaş kalsan olmaz mıydı?) 



Ah kendimi tutamayacağım yok aklıma geldikçe o sahneler.... Klavyemde kaçacak şimdi ya olmaz olmaz izleyin önce sonra gelir okursunuz. Gumiho'nun 9 kuyruğu gibi benim de 9 Spoiler'ım kaçacak diye korkuyorum. Hadi ama bir koşu izleyin önce sonra gelin okuyun.



!!!Spoiler Alert!!!



Min Hyorin: Söylesene Romeo'nun ilk aşkı kimdi biliyor musun? Romeo'nun ilk aşkı Juliet değildi, Rosalin adında bir kızdı. Romeo, Rosalin adlı kızı çılgınlar gibi seviyordu. Ama bu sevgisi karşılıksızdı. Derken bir baloda Juliet'i gördü. Ve ona ilk bakışta aşık oldu. Diğer kızı da, Rosalin'i, anında unuttu. İnsanlar sadece Romeo'yla Juliet'in aşkını bilir. Rosalin'i bilen pek fazla kimse yoktur. Çünkü bu onların hikayesidir. Rosalin ise sadece bi figürandır. Romeonun ilk aşkı unutulur ve geçmişe gömülür. Romeo, senin aşkın da onunki gibi geçici miydi? Duyguların nasıl bu kadar değişebildi?

Shin: ...

Yani Min Hyorin'cim ne desin çocuk sen ilk onu reddederek kaybettin. Seviyordun madem baştan söyleyecektin bunu. Yok kariyerim falanda düşünmeyecektin ama değil mi? Haksız mıyım? Bu diziyi izleyip ben bu kıza çok üzüldüm der misiniz siz?


Bir de Shin ve Chae Kyung bir basın toplantısı yaparlar ya da canlı yayın mıydı? Neyse kız Boşanmak diye bir laf atar ortaya... Shin durumu düzeltmek için (yani ilk başta öyle düşünmüştüm.) kıza güzel şeyler söyler. Aradan zaman geçer kıza itiraf eder duygularını o basın toplantısındaki söylediklerim doğru diye... O sahnede gel benim içinde söyle onları demiştim. Halbuki kızın aklına Yul soktu tüm o lafları. Yul sen yok musun? Kızın aklına neler sokuyorsun böyle!! 



Ama son bölüm yok mu?? Hala arada bir açar son bölüme bakarım. Yani her ayrıntısını hatırlamasam da son bölümün hep hatırası oldu yani. Durun bi izleyeyim geleyim....
Geldim ah her izlediğimde ayrı mutlu oluyorum.

Asıl son bölümde üzen kısım Yul ve annesini koridorda yürüşü ve iç sesleri ile konuşması 
Yul'un annesi : Buraya bir daha gelemeyeceğiz değil mi?
Yul : Biz saraydan başka yerlerde de yaşamayı biliyoruz.
Yul'un annesi :  Hala rüzgar varsa hayat devam edecektir.
Yul : Acılı bir süreçti ama mutlu bitti. Bu da bana yeter.
Yaa ne kadar üzülmüştüm Yul'a ah ah! Ay, içim gitti.


Son bölümde nasıl da kabul etmişti Chae Kyung evlilik teklifini yani ilk izlediğimde yüreğim ağzıma gelmişti. Kabul etmedi zannetmiştim. Öyle zannetmeyen var mı ki? 


Chae-Kyung: Shin senden bir şey isteyebilir miyim?Shin: Evet..?Chae-Kyung: Gitmeden önce şu boynumdaki kolyemi çöz. Herhalde düğüm olmuş, çözemiyorum..Shin bir saniye duruyor. Kız daha ne istiyecek bakalım. :(-Çok bunaltıyor. Acele et. (Balli Balli)Gönülsüzce kolyeyi açmaya çalışıyor.Kolyeyi açınca tada tada tadam kızın boynunda ince bir kolyeye bağlı yüzükleri görüyor, şaşırmış ve çok mutlu bir ifadeyle başını kaldırıyor ve göz göze geliyorlar.Chae-Kyung: Sensiz de çok bunalacağım..Sarılıyorlar.İşte tam orada ben ne kadar sevinmiştim hatta evde bir sevinç dalgası yaşanmıştı. Annem, teyzem(o gün için özel olarak gelmişti :) sırf diziyi beraber bitirmiştik. Hatta evde börek falan vardı :)) ben şöyle bir sevinmiştik kavuştukları için. Hala tepkimizi hatırlıyorum. İyi ki evde kimse yoktu :)

!!!Spoiler Alert!!!



Spoiler kısmı bu kadardı. Hep mutlulukla hatılayacağım diziyi. Hatırlamışken OST olarak da ilk göz ağrım. Yeri hep ayrı yani. Arda diğer Kore şarkılarından sonra açar tekrar dinlerim. Shuffle yaptığımda da şarkıları sıklıkla karşılaşırım. Siz de eminim şimdi bu OST'u merak ettiniz değil mi? Bakın size bir tık'a indirdim.


Hadi benden bu kadar ne kadar daha konuşmak istesem de biraz da size bırakmam lazım sözü... Buyrun yorumlarınızı yazın bana :) Umarım yazımı beğenerek okumuşsunuzdur. Yorum bırakmadan gitmeyin ama :)


Tekrar görüşelim bir dahaki yazıda...
Shin Yoon Hee 


25 Ağustos 2012 Cumartesi

Ailece Saklanan Sır : Saraydaki Mücevher . . .

Saraydaki Mücevher

Blog'umdaki yazılara Saraydaki Mücevher ile başlamak istedim. Her zaman Kore sevgim hakkında düşünsem aklıma Saraydaki Mücevher gelir. Kore dizilerine başlamam bu dizi ve okuyanları çoooooook şaşırtacak şekilde SBS (evet, evet yanlış okumadınız SBS yani daha açık yazacak olursak Seviye Belirleme Sınavı) ile oldu. Bundan yaklaşık 5 yıl önce ben de herkes gibi sınavlara hazırlanıyordum. (Ah ne kadar zordu!) 
O sene tesadüfen sabahçıydım ve okulumdan eve saat 13 gibi geliyordum. Genellikle yemek yer ve derslere başlardım ve televizyonu daha sonra seyrederdim. Ama hayatımda değişiklik yaratan bu günde çok yorgundum ve televizyonu önce izlemeye karar verdim. Annemle oturma odasına gittik. O hemen bana dizisi olduğunu onu izleyeceğini isterse o mutfaktaki televizyonda istediğime bakabileceğimi söyledi. Ben de ona oranın çok rahatsız olduğunu söyledim ve oturma odasında kaldım. (İyi ki orda kalmışım. Şu an annemi mobilyaları alırken iyi ki en rahatsız sandalyeleri seçmiş...) Annem televizyonu açtı ve bizde izlemeye başladık. Aslında başlarda "Ne bu çekikler?" dediğimi anımsıyorum şimdi. İlk başlarda hiç anlamamıştım. sonuçta dizinin ortasından başlamıştım. Daha sonraki günlerde ders çalışmaktan sıkıldığım için anneme hep gel beraber izleyelim dedim. Annemin ilk şartı derslerimi aksatmamak oldu. Ama kısa sürede anladı ki ben kötüye değil daha iyiye gidiyorum bir şey demedi. Sonra bir de ne öğreneyeyim : Teyzemle annem TRT'deki Kore dizilerinin hepsini takip ediyorlarmış ve bir de bana bunu söylememişler. Meğer annem bu diziyi en az 2 kere izlemiş!! İlk tepkim ne mi oldu : Nasıl bana söylemezsiniz? Teyzem de annem de koeseverdir.(Ama benim kadar değil.) Böylece Kore maceram başlamış oldu. O zaman bu zaman ben TRT'deki Kore dizileri takip ederim. (Şartlar ne olursa olsun...)
Kore dizilerinde beni çeken şu entrikalar yok mu??
Bunları söyledikten sonra diziyi tanıtayım :)


Dizinin Adı : Saraydaki Mücevher

Oyuncular
Lee Young Ae
Ji Jin Hee
Park Eun Hye
Hong Ri Na
Im Ho
Lim Hyeon Sik
Geum Bo-Ra
Yang Mi-Kyeong

Kyeon Mi Ri
Jo Kyeong Hwan
Lee Hee Do
Yeo Oon Ke
Park Jeong Soo


Konu
Evet, biraz da konusundan bahsedeyim. Küçük kızımız Jang Geum'nın annesi başta bir Saray Lady'si iken bir komploya kurban gider ve Mutfak Saray Lady'lerinin başı tarafından öldürülmeye götürülür. Bu arada sevgili can dostu arkadaşı da boş durmaz ona pan zehri ile zehri aynı anda verir ve böylelikle kurtulur. Bir adam onu bulur ve olaylar gelişir. (Konuyu burada bırakıyorum biraz merak edin ve diziyi izleyin. Bana kalsa her şeyi anlatacağım.)

Böyle sırf konuyu söyleyerek olmaz... Bir kere çok güzel bir dizi. Bir çok mesaj içeren hayat ile ilgili öğütler veren kısacası bizi eğiten bir dizi. Çok beğenmiş hatta bir daha vermelerini istemiştim. (Çünkü başını kaçırmıştım.) Zaten verdiler de.  Şuan her yerde TR dublajlısı bulunuyor. (İzlemek isteyenlere bir tık yeter!) Bu kadar dayanabiliyorum biraz spoiler yazmazsam olmaz yani yok yok olmaz!

!!!Spoiler Alert!!!

Ne diziydi ama Lady Choi'nin komploları ve diğer her şey.... Lady Choi ve ailesi! Valla elleri her yere yetiyordu :/
Ama en çok kralın ve baş müfettişin aşkı gözüme çarpmıştı. Kral'a üzülmedi değil hani adam ne kadar istemişti. Ama gönlümde baştan beri müfettiş demiyordu değil hani :)


En üzen ölüme gelirsek... Şimdi herkes nasıl diyebilir ama yani Lady Choi çok kötüydü ama ölmeyi de hak etmiyordu. Her insan ikinci şansı hak eder diyeceğim ve biraz felsefe yapayım. Herkesi iyi halleri ile hatırlayalım ama kötü halleri ile hatırlamak istemiyorum :)


Son olarak da beni en çok şaşırtan olayı anlatayım da içimde kalmasın.... Jang Geum'un arkadaşının cariye olması beni çok ama çok şaşırtmıştı. Bir an "Ne? Ne oldu? Ne kaçırdım?" dedim. Ama yani verilen sinyalleri nasıl kaçırdım ben ya.... Kız Kral'ın yanında ağlamış sonra da Kral onu yanına çağırmıştı. Kız Jang Geum'nın gidişine ağlıyordu halbuki :(

!!!Spoiler Alert!!!

Ah unutmadan bir de bir ara bu dizini çizgi filmini de gördüm. Yumurcak Tv'de veriyorlardı. Ne kadar şaşırdım anlatamam önce inanamadım. Çünkü başını kaçırmıştım ve çizgi filmde başındaydı daha. Teyzeme sordum o da "Evet, bu o dizinin çizgi filmi" demez mi? Tabii, o andan itibaren her tekrarıyla beraber izler oldum çizgi filmi. Öyle ki televizyon boş kalsa Yumurcak'a çeviriyordum kanalı. Aman bir tekrarı veya bölümü kaçırmayayım :) ...

Dizinin OST'u da harikaydı (ya da ben o tip müziği de seviyorum ama hoş geliyor ne bileyim.) Bir tık atında bir de siz bakın. TIK

Burada yazıma son noktayı koyuyorum. Kalbimde ayrı biri yeri olan bu diziyi umarım siz de beğenir veya beğeniyorsunuzdur. Yorumlarınızı bekliyorum.... Ayrıca bu ilk yazım hatalarımı çöp kutusuna atın ama atmadan haber verin de ben de bir dahaki sefere yeniden yapmayayım ...... 

24 Ağustos 2012 Cuma

Merhaba, Hello, Nihao, Konichiwa ve Annyeong Haseo!!!!!

Merhaba, Hello, Nihao, Konichiwa ve Annyeong Haseo!!!!!


Evet, bloğa en sevdiğim sözlerden biri ile başlamak isterim. Hello Everybody……


Merhaba beni takip etmeye şu saniye başlayan arkadaşlar…. Evet bloğum hayırlı olsun diyorum ve söze önce nedenlerden başlıyorum. Neden blog yazmaya başladım ve nasıl buradayım. Asıl macera 4 yıl öncesine dayanıyor… Ama ben o kadar derine gidip şu psikologların çocukluğunuza inelim önce kısmını geçiyorum.

Kore hayranıyımdır ve bloğu da bu nedenle açtım. Amaç konuşacak ve düşüncelerimi dinleyecek  (tabii ayrıca kısmen de aynı fikirde olacak…) insanlara ulaşmak. Yani sizlere sevgili okuyucular.

Hadi hepimiz biliyoruz ki biz Koreseverleri ancak Koreseverler anlar ve Korecanları günlük hayatta karşılaşmak zor. Koresever olmayan insanlar bazen bize deli gözüyle bakıyorlar ama şuna da değinmeden edemeyeceğim ki Einstein’da bir zamanlar deli gözüyle bakılan bir insan değil miydi??? 

Hepimiz bunu biliyoruz değil mi?? Arkadaşlarımız çekiklere olan ilgimize tuhaf bir gözle bakıyor ve kimseyle konuşamamak en çok içime oturan şey…. (Ben kafamı taktığım bir konuda hep konuşmak isterim de…)
Shinee'den Hello ile başlayalım....
Bu yaz Korecan olarak daha aktifleştiğim bir süreç oldu ve kendimi burda buldum…..

Şimdi bu kadar çene yaptıktan sonra diyorum ben deniz Shin Yoon Hee’den bahsedeyim….
Annyeong Haseo, naneun Shin Yoon Hee. 4-5 yıllık bir korecan ve fantastik dizi-film hastasıyım. Müzik dinlemeyi, dizi-film izlemeyi, kitap okumayı ve Kore’yi nomu nomu nomu nomu seven bir insanım. Her türlü sosyal ağı çok seven ben deniz tweet atmayı ayrı zevkli bulan bi insanım. Kısaca Kore hakkında düşüncelerimi söyleyeyim çünkü malum blog Kore hakkında. Kore dizi tercihlerim de dram, romantik komedi ve tarihi diziler ön plana çıkıyor.(Ki yazacağım konularda bunlardan oluşacak!)

Blog’a gelelim. Blog konu olarak karmaşık olacak gibi geliyor. Düşündüğüm her konu hakkında yazmayı düşünüyorum. Aklıma gelen konuda klavyeme güveneceğim ve sizleri bekliyorum. Okuyucular bloğumun konuları ve yazım sıklığı size bağlı…. Umarım yazılarım hoşunuza gider. Yazılarıma yapacağınız yorumlar benim için çok değerli, yorumlarınızı bekliyorum.
Bu kadar konuştuktan sonra sizi bloğum ile baş başa bırakıyorum…… (Hey, yorumları unutmayın) (Evet, galiba biraz fazla konuştum değil mi?)
Keep Calm and Have Fun……